Yarın İmre ve eşi Esra bize geliyorlar iki günlüğüne. İnşallah hava da güzel olur, biraz gezdiririz onları.  Sabah erken kalkmak için erken yatmak gerekiyor ama gerçekten çok zorlanıyorum. Zorlanmaktan ziyade çok gönülsüz yatıyorum. Kendimi daha çok yormam lazım sanırım. Yeni albüm için yeni şarkılar yazmaya devam ediyorum. Bugün epeydir söz yazmak istediğim bir şarkıya söz yazdım. Bestesi akılda kalıcı ama bizim tarzın dışında kalan bir şarkı, son zamanlarda böyle çok fazla beste yaptım. Bunların bir kısmını albümde kullanıp bazılarını da başka yorumculara vermem gerekiyor, ne ararsan var içlerinde. Pop gibi, arabesk gibi, türkü gibi… Niye böyle oluyor bilmiyorum ama herhalde kendimce başka bir kıta ararken bildiğimiz kıtalara varıyorum. Ya da Amerika’yı keşfettim ama Hindistan zannediyorum.

Yeni albümün demolarını dinlettiğim insanların düşünceleri de kafamı karıştırmıyor değil. Son yaptığım bestelerin bazıları türküleri andırıyor, bana göre hepsinin içinde artık az veya çok türkü var. Çok net türküleri andıran bir bestemi bazıları hiç beğenmiyor, türküleri çok sevenler de çok seviyor. Bu albümde en sevdiğim bestelerimden biri de türkü gibi, neyse ki türkülerden hiç hoşlanmayan insanlar bile seviyor onu. Eski albümlerde bu kadar takmazdım insanların ne düşündüğünü ama sırf kendi egomu tatmin etmek için kayıt yapacak kadar enerjim yok. Üç tane şarkı olsun ama güzel olsun. Şarkılar da benim olunca çok objektif bakamıyorum ve insanların fikrini alıyorum işte. Bu albümdeki bir çok şarkının acıklı hikayeleri var ve insanlara dinletirken seçici olmam gerekiyor. Bazen yanlış insana yanlış şarkıyı dinletip çok üzdüğüm ve çok üzüldüğüm oluyor. Eninde sonunda dinleyecekler ama bizzat dinletince de ayıp oluyor:)

Şimdiye kadar emin olduklarım (isimleri bile fena) Kefen Giydim, Bana El Salla, İyi Değilim Ben, Gör Beni, Sevmek Güzeldir (son ikisi neşeli). Bunun haricinde 2-3 şarkı daha seçmemiz gerekiyor. Veya sadece bunları kaydeder, yayımlarız.

Bu hafta sonu İzmir’de çalacağız, aile ve birçok arkadaş görülecek, güzel şeyler yenilecek. Haftaya da Adana var. Urfa olmayacak gibi yakın zamanda, biber alırım güzel bir şey bulursam. İşte böyle motivasyonlarımız da var, sadece müzik için o kadar yol gidilir mi? Tabii ki gidilmez.

Şimdi YÖKŞ dinliyorum bir yandan, solistleri Erdem’le tanıştım yakın zamanda, on yaş küçük benden. Bizim ekipteki insanlar gibi olan ender müzisyenlerden, karakter olarak. Umarım çok başarılı olurlar. Biz nisbeten zor bir zamanda müzisyen olduk, onlar çok daha zor bir dönemde. Ama üreten insanların korkmasına gerek yok, üretenler her zaman yaşayacak. Yolların Sonundayım adlı şarkıları şu anda bulunduğum yeri anlatıyor sanki… Sinan